|
|
|||
Platon (M.Ö. 427- M.Ö.
347), Diogenes Laertius (M.Ö. 3.yyıl), Marcus Tullius Cicero
(M.Ö. 106- M.Ö. 43), Publilius Syrus (M.Ö. 97- M.Ö. 43), Seneca (M.Ö.4- M.S. 65),
Petrarca
(1304–1374), Francis Bacon (1561-1626),
Bernardin de St. Pierre
(1737-1814), Johann Wolfgang
von Goethe
(1749-1832), Arthur Schopenhauer (1788 – 1860), |
|
Constantin Brancusi (1876-1957), Paul Klee
(1879-1940), Franz Marc (1880-1916), Jackson Pollock
(1912-1956), Astor Piazzolla (1921-1992),
Ian Anderson (1947-), Yann Tiersen (1970-) |
||
“Doğal olmayan her şey, eksiktir.” “Duru bir zihnin hemen
gördüğünü, konunun zorluğuna uygun bir sürenin
sonunda, hemen hemen herkes
kavrayacaktır.” “Yaşamımızın ilk kırk
yılı bize metni sunar, sonraki otuz yıl bu metnin yorumunu,
hakiki anlamını ve bağlamını verir, bu metnin
ahlakını ve tüm inceliklerini de ancak hakkıyla
anlamamızı sağlar.” “Gezgin yolunda
ilerledikçe, nesneler uzaktan göründüklerinden
farklı biçimlere bürünürler ve onlara
yakınlaştıkça adeta değişirler.
Özellikle arzularımızda durum böyledir.” “Her olayda, bütünün az ya da çok kapsayıcı bir
görüntüsüne ulaşılır; insanın
asıl iç dünyasındaki kendi kendini yetiştirmesi,
her parçada ilerlemesini
sürdürür, zihni çalıştırır, tatmin
eder ve ödüllendirir.” “Eylemlerimizin,
başarılarımızın ve
yapıtlarımızın arasındaki gerçek bağıntıyı, ancak
yaşamımızın bir döneminin ya da
bütününün sonuna geldiğimizde kurarız.” “…ve şimdi yaşam sahibi olan her
şey orada zaten bulunmuştur:
bunu olanaklı kılan hokkabazlık hilesini kavrayabilseydik, her
şey anlaşılırdı.” “Saf duyu, zihnin durumunu
ve konumunu gönlün değerlendirmelerinden ve
sanılarından daha iyi bir hale getirir.” “Bilinçte ne kadar çok bilgi hükmederse, bilinç
de o denli mutlu olur.” “Mutluluğun getirdiği başlıca
değer ılımlılıktır.” “Ben davamı hiçliğe
yerleştirdim.” “İnsanca iç ferahlamaları
arasında, ”bahçe”
en saf haliyle rol sahibidir.” “Faydalı şeyler üzerine
düşünmek, ne güvenli
bir gecikme!” “Bataklığa düşen bir taş Halkalar oluşturmaz.” “İnsanlar arasında en büyük
güven, öğüt
alışverişinde yatar.” “Akraba ruhlar, uzaktan
selamlaşırlar.” “İnsanın, şeyleri
tüm yönleriyle incelemeye ve düşünmeye
zamanı ve fırsatı olmuştur, her şeyi her şeyle
bir araya getirmiş ve temas noktalarını ve bağlantı
unsurlarını bulmuştur; böylelikle ancak şimdi,
onları tam bağlamları içinde anlar.” “Ötekilerin ancak bir arada oluşturduğu
şeyi, o kendi bilincinin bütünlüğü
içinde oluşturur.” “Her bir insanın toplum içine girme dürtüsü,
yaşıyla ters orantılı olacaktır. Bir bebek,
birkaç dakika yalnız bırakıldığında
hemen bir korku ve acı çığlığı
atar.” “Bu kişiler için yaşamın ve dünyanın, tüm ortak, maddi öneminin yanı sıra, onların yapıtları için gereken malzemeyi içermekle, ikinci ve daha yüksek biçimcil bir önemi vardır; bu malzemeyi toplamak için yaşamları boyunca, kişisel zorunluluklardan ötürü soluk almaları gereken zamanlar dışında, hummalı bir çaba içindedirler.” “Öğrenmekten başka bir
mutluluk duyumsamıyorum.” “Onurun bütünüyle etkin bir karakteri vardır. Çünkü sadece
özneden kaynaklanır, onun yapıp ettiklerine dayanır,
başkalarının neler yaptığına ve öznenin
başına neler geldiğine değil; yani bize bağlı olanı ilgilendirir.” “Sahip olduğumuz şeylere ara sıra, onu
yitirdikten sonra gözümüze
nasıl görüneceğini düşünerek bakmaya
çalışmalıyız; üstelik bu her ne olursa
olsun.” “Herkese boyun eğdirmek istiyorsan, kendin akla boyun eğmelisin.” “İnsanları huzursuz eden olaylar değil,
olaylar hakkındaki görüşleridir.” “En yüksek, en çeşitli ve en
kalıcı hazlar, zihinsel
hazlardır.” “Olağanüstü bir zihniyet, şeylerin
özünü ve varoluşunu
bütünüyle mutlak
bir biçimde konu edinir; bundan sonra, bireysel yönelimine
göre sanat, şiir ya da felsefe yoluyla, aynı şeyi derin
bir biçimde yorumlamaya girişir.” |
|
“Birinin başına gelen, bir
başkasının başından geçene,
anlatıldığı sırada
düşünüldüğünden de çok benzer.” “Her gün, küçük
bir yaşamdır, her uyanış ve yataktan kalkış
küçük bir doğumdur, her taze sabah
küçük bir gençlik ve her yatağa gidiş ve
uyuyuş küçük bir ölümdür.” “Güvensizlikte, dürüstlüğe
yönelik bir övgü,
yani dürüstlüğün son derece ender bulunduğunun
ve bu yüzden varlığından kuşku duyulan şeyler
arasında yer aldığının açık
yüreklilikle itiraf edilmesi vardır.” “Dışarıdan bir şeyler kazanabilmek
için içeriden bir şeyler yitirmek, yani şan
şöhret, mevki, şatafat, ün, san kazanmak için
huzurunu, boş zamanını ve bağımsızlığını
bütünüyle ya da önemli ölçüde feda etmek büyük bir
budalalıktır.” “Zihinsel üstünlük, hatta en
büyük olanı bile, konuşma sırasında
ağırlığını ancak kırkıncı
yaştan sonra belli
edecektir.” “En mutlu kişi, bunu nasıl
başarmış olursa olsun, kendine dürüst bir biçimde hayran olabilendir.
Böylece başkaları onu yanıltamazlar.” “Ne zaman parçalayabilir, ne de herhangi bir
güç, Yaşayarak kendini geliştiren, belirlenmiş biçimi” “Hiçbir insani
şey, uğrunda büyük bir gayrete değmez.” “Bizde kafamızdan daha bilge bir şey
vardır. Yaşamımızın büyük yollarında,
başlıca adımlarında doğru olanın
açık bilgisiyle değil, varlığımızın
en derinlerinden gelen bir itkiye
göre, denilebilir ki bir içgüdüye göre
davranırız.” “Dışsal olaylar, ancak içsel olayların izin verdiği
ölçüde o kişiyi etkiler.” “Duyarlılığın ağır
basması, bilgide var olan zihinsel denilen hazları almaya yetkin kılar ve bu
ağır basma ne denli kesinse, bu hazlar da o denli büyük
olur.” “Kendisinin gerçekten ne olduğunda değil,
başkalarının gözünde ne olduğunu aramak zorunda
kalan biri, çok kıt
bir kaynağa muhtaç durumdadır.” “Kendisine yönelik her türlü
çatlak sesi, daha yüksek çıkmasın diye
anında boğmaya çalışan kişinin de, kendi
değeri hakkında zayıf bir
görüşü var demektir.” “Herkes başkasında, kendisi olabildiği kadarını
görür, çünkü onu ancak kendi zekası
ölçüsünde kavrayabilir ve anlayabilir.” “Bir kimsenin kendinde neye sahip olduğu ona,
hiçbir döneminde, yaşlılığında
olduğundan daha çok iyilik
getirmez.” “Bir kimse kendinde ne çok şeye sahipse,
dışarıdan o denli az şeye gereksinir ve ötekiler de
o denli az onun
olabilirler.” “İlk somut dış dünyanın
betimlenen derin kavranışı, çocukluğumuzun
ortamlarının ve deneyimlerinin bellekte neden böyle
sağlam bir yer edindiklerini de açıklamaktadır.
Çünkü kendimizi onlara bölünmeden
vermişizdir, bu sırada dikkatimizi
dağıtmamış ve karşımızdaki şeylere,
kendi türlerinin biricik örnekleriymiş gibi, onlardan
başkası yokmuş gibi bakmışızdır.” “Bir özelliğe gerçekten eksiksiz bir
biçimde sahip olan kişinin aklına, bunu ortaya koymak ve
bununla çalım satmak gelmez; o, bu konuda
bütünüyle sakindir.” “Kusursuz bir bilge, asla kararsızlığa
düşmeyen ve asla acele
etmeyendir.” “Onlara en coşkulu ilgiyi gösteriyormuş
gibi yaparken, onlarla ilgilenmediğimize
sevinmeliyiz.” “İnsanların adetleri dış
kıyafetlerine benzemelidir, aşırı muntazam veya
vücudunu saran bir biçimde değil, aksine onu rahatlatan ve serbestçe hareket edebilmesini
sağlayan bir ölçüde olmalıdır.” “İyi olanı hiç görmediklerinden Sürekli överler kısıtlı
olanı.” “Atını iyi eyerle ve üzerinde sakin dur.” “Kötü
bir
insanın en kötü hali,
iyi biri gibi görünmeye
çalışmasıdır.” “Akılsız bir kişi, akıllı bir
kişiye karşı, akıllının akılsıza
duyduğu soğukluğun yüz katı daha fazla bir nefret duyar.” “Hiç kimse bir maskeyi uzun süre
taşıyamaz. Rol yapma, çok geçmeden asıl doğasına
döner.” “Kaos ortamında evvela yasalar çöker.” |
||
…devamı için “klik”leyin… |
||||
|
||||
Sayfa
tasarımı ve uygulama : Savaş KUTDEMİR
© 2008 |
4:3 |
|||
|
|
|
|
|